6 - Paraşüt Çiçekleri
Zamanın birinde küçük çiftlikte yaşayan birçok kedi ailesi varmış. Kediler sabah kalkar çiftçinin onlara verdiği sütü içer ve sonra da çiftliğin bahçesine çıkıp oynar, ağaçlara tırmanırlarmış. Birlikte çok mutlularmış.
Bahar geldiğinde çiçekler açarmış. Burada bir karahindiba tarlası da varmış. Karahindiba çiçekleri de açmış tabi ki. Çocuklar bu çiçeklere paraşüt çiçeği derler. Çünkü rüzgar estiğinde gökyüzüne uçar sonra yavaş yavaş paraşüt gibi yere inerlermiş.
Bir gün çok sert bir rüzgar esmiş. Tüm karahindibaların üzerindeki paraşüt çiçekleri havaya uçuşmuşlar. O kadar çoklarmış ki tüm gökyüzünü kaplamışlar.
Bu sırada bir ağacın tepesinde oynayan kedi ailesi paraşüt çiçeklerinden habersizmiş. Birlikte oynarlarken küçük paraşüt çiçekleri onların ağzına kaçmış ve öksürmeye başlamışlar.
Bunu duyan orman kanguruları hemen gelmiş, kedileri keselerine koymuşlar orman hastenesine götürmüşler.
Kedileri özel bir odaya almışlar. Demişler ki ‘Paraşüt çiçeklerini vücudunuzdan atmak için öksürüyorsunuz. Öksürdükçe onlar bitecek. Biz de size iyileştiren kedi maması vereceğiz. Öksürüğünüz bitince de eve gideceksiniz.’
Küçük kedi önce korkmuş ama doktorlar ona ve ailesine çok iyi davranmışlar. Öksürmüş, halsiz hissetmişler ama herkes onları seviyor ve iyileşmeleri için çalışıyormuş.
Bir süre sonra kedilerin öksürükleri bitmiş. Demiş ki kanguru doktorlar ‘İşte şimdi iyileştiniz. Artık yuvanıza dönebilirsiniz.’ Kedi ailesi mutlulukla yuvalarına dönmüşler ve eskisi gibi oyunlarına ve ağaca tırmanmaya devam etmişler. Paraşüt çiçekleri gördüklerinde ‘Püff’ diye üfleyip kendilerinden uzaklaştırmışlar ve onların uçmasını neşe ile izlemişler.